Tiyatro için Doğaçlama Kitapçılarda!

Sabırsızlıkla beklenen Viola Spolin’in çığır açan kitabı Tiyatro için Doğaçlama, Ege Maltepe’nin çevirisiyle şimdi tüm kitapçılarda!

“Doğaçlama tiyatrosu Chicago’da icat edildi ama bu kitapta şekil verilip en saf haline getirildi.” –Chicago Magazine1963 yılındaki ilk basımından itibaren Amerikan tiyatro, sinema ve eğitim dünyasına yön veren Tiyatro için Doğaçlama Ege Maltepe’nin çevirmenliğinde Türk sanat ve eğitim dünyasıyla buluşuyor. Maltepe, Spolin’in oğlu ünlü yönetmen Paul Sills’in New York’taki okulundan mezun olduğu ilk günden beri Spolin-ist adını verdiği organizasyonuyla bu tekniği Türkiye’de kullanıyor.

“Çok önemli bir yayıncılık olayı. Spolin’in ufuk açıcı bu kılavuz kitabı, hem öğretmenler hem de öğrenciler için bir esin kaynağı olmaya devam ediyor.” –Booklist

Ege Maltepe – Spolin Atölyesi İBBŞT Genç Günler 2022

Tiyatro için Doğaçlama, Viola Spolin’in hem çocuklar hem de profesyonel oyuncularla çalışmaları sırasında yarattığı 200’den fazla egzersizi ve oyun oynama merkezli doğaçlamanın kendine has felsefesini içeriyor. “Viola Spolin bir filozoftu” diyor bu tekniğin elçisi olan Maltepe ve ekliyor, “Oyunculuğa dair bildiğiniz bir çok egzersiz ve deyişin onun çalışmalarına dayandığını göreceksiniz. Oyun oynama merkezinde yarattığı tekniğini sadece oyuncu ve yönetmenler değil, eğitmenler ve ruh sağlığı alanında çalışanlar da kullanır.”

“Amerika’da Second City’den, Brechtvari kabarelerden ve Viola Spolin’in her okuyuşta yeniden ihya eden bu çalışmasından etkilenmemiş bir sahne sanatından söz edilemez.” –Los Angeles Times

Amerikan tiyatro, sinema ve televizyon dünyasının temel kaynak olarak gösterdiği kitap birçok farklı dile çevrilmiş. Brezilya’da ise temel eğitim sisteminin bir parçası. Alfa Yayınları’ndan basılan 512 sayfalık Tiyatro için Doğaçlama şimdi Türkiye’de.

“Bir klasik… derin ve kalıcı bir etkisi var.” –Variety

Alfa Kitap’tan satın almak için tıklayın.

Spolin Oyun Okulu açılıyor ve FIRTINA geliyor!

Oyun Okulu’nda ikinci seneye geçen oyuncu ve eğitmenlerle çıktığımız Spolin’in metodu yolculuğumuz derinleşerek devam ediyor. Bu yıl bizi daha derinlikli oyunculuk problemleri, yönetmensiz tiyatro çalışmaları, eğitmenin eğitimi, Öykü Tiyatrosu ile tanışma ve daha bir çok Spolin doğaçlaması harikası bekliyor.

Açılacak yeni sınıf için kayıtlar devam ediyor! 
Spolin metoduyla oyunculuk çalışmak isteyen, yazarlık, yönetmenlik ve eğitmenlik becerilerini başka bir seviyeye taşımak isteyenlere açık olan iki yıllık Oyun Okulu Spolin tekniğini özümsemiş Türk oyuncu, sanatçı ve eğitmenler yetiştirmeyi amaçlıyor.
Oyuna siz de katılın!

Bilgi ve başvuru için tıklayın.

– Kontenjan dolmak üzeredir.


Spolin Metodu ile Paul Sills’in Öykü Tiyatrosu

Türkiye’de ilk kez sahnede!

Öykü Tiyatrosu, Spolin ve Sills hakkında;

Beethoven ve Shakespeare’li bir Çocuk Oyunu: FIRTINA

Geveze Piyanist Emir Gamsız ve Spolin-İst Öykü Tiyatrosu
Anlatan: Ceyda Düvenci
Öykü Tiyatrosu’na uyarlayan ve yöneten: Ege Maltepe
Spolin-İst Oyuncuları: Ceyda Düvenci, Ece Bozkaya, Ege Maltepe, Tankut Yıldız, Emin Maltepe, Can Güvenç, Emre Çataloluk, Nalan Deliormanlı
Müzisyenler: Günsu Özkarar (Viyola), Seçil Işıksoy (Keman), Jülide Alpergin (Çello)
Asistanlar: Emre Çataloluk, İpek Özkuyumcu, Özgür Demiralp, Günsu Özkarar

Okuma yazma bilen çocuklar, aileleri ve Klasik Müziğin dili ve Shakespeare ile tanışmak isteyen herkes için!

24 Kasım Pazar – ilk gösteri biletleri için tıklayın.

Provalardan görüntüler:

Tiyatronun Klasik Müzikle Buluşması:
Milliyet Gazetesindeki röportajımız için tıklayın.

2019 Oyun Ajandası!

Yeni yıl Oyun Okulu’nun 1. Kur ekibin ilk sertifikalarını almalarıyla başladı. Bizi kahkahalar, derin düşünceler ve değerli farkındalıklara ulaştıran 72 saatlik süreç sonunda hepimizin ortak hissi Viola Spolin’in hocası Neva Boyd’a katılmak oldu;

Oyun mutluluktur.

Oyun Okulu yolculuğunda ilk etabı sonlandıran ekipteki herkesi tebrik ediyoruz, ve Şubat ayını iple çekmeye başlıyoruz!

2019 bizim için dolu dolu bir yıl olacak.

İşte 2019 Oyun Ajandası:


6 Şubat’ta Oyun Okulu 1. Kur sınıfı açılıyor! 2020 sonuna kadar başka bir sınıf açılmayacak. Duyduk duymadık demeyin!

Ayrıntılı bilgi ve kayıt başvuru bu sayfada.


9 Şubat’tan itibaren her Cumartesi Çocuklar için Doğaçlama Tiyatro programı 7-10 yaş için başlıyor! Spolin doğaçlamasını oyunun uzmanları ile çalışacağımız bu program için çok ama çok heyecanlıyız.

Ayrıntılı bilgi ve kayıt başvuru bu sayfada.


Etkinlik alanımız BACH CAFE‘de her Pazar Geveze Piyanist ile müzik ve hayatı buluşturuyoruz. Felsefe Pazarı‘nda ise kafaları çalıştırıyoruz. Etkinliklere mutlaka göz atıp, rezervasyon yapın.

Ayrıntılı bilgi bu sayfada.


31 Ocak’ta Ege Maltepe‘nin yazıp yönettiği piyanist Emir Gamsız ile müzik ve tiyatroyu birleştiren ortak proje, SCHUBERT İLE KONUŞURKEN Türkiye prömiyeri yapıyor. Teatral konser formatındaki gösteri Şubat ve Mart aylarında Cumartesi akşamları Bach Cafe’de olacak.

Ayrıntılı bilgi bu sayfada.


Maltepe ve Gamsız’ın kurduğu düşünce ve kültür gazetesi Gazete Kültür yayında. Kültüre dair her alanda yazılar yayınlanacak olan bu online gazeteyi takibe alın.

Gazete Kültür burada! 


 

Oyuncu Tek Başına Nasıl Çalışır? – Monolog Atölyesi

Oyuncuların kendi seçecekleri bir monolog ile katılacakları bu çalışma bireysel ve grupla yapılacak bir seri oyunculuk tekniği egzersizini içerecek. Uzun yıllar New York’ta yaşayan oyuncu, yönetmen ve eğitmen Ege Maltepe‘nin yöneteceği atölye çalışması “Oyuncu tek başına nasıl çalışır?” sorusuna yanıt arayacak. Çalışmanın Spolin Tekniği, Lee Strasberg’un Metod’u ve Maltepe’nin hocası George Morrison’un egzersizlerinden seçilecek bir programı olacak. Aktörlük sanatının hem deneyimsel ve hem de performatif yönü üzerine tasarlanan bu egzersizler oyuncuyu hem sahne üstünde hem de kamera önünde özgürleştirirken güçlendirmeyi amaçlıyor.

Paul Sills- George Morrison-Mike Nichols
New Actors Workshop’ın kurucuları

Dustin Hoffman, Stanley Tucci, Gene Hackman, Edie Falco gibi ödüllü oyuncuların hocalığını yapan George Morrison Lee Strasberg’ün öğrencisi olarak Actors Studio’da çalıştı. Ege Maltepe, New Actors Workshop isimli okulda 2 yıl boyunca Morrison ile çalışarak hem Lee Strasberg‘ün hem de George Morrison‘un kendi yarattığı oyunculuk egzersizleri ile çalışma fırsatı buldu. 3 yıl boyunca Oscarlı yönetmen Mike Nichols’ın öğrencisi olan Maltepe 11 yıl boyunca New York’ta oyuncu, oyun yazarı ve yönetmen olarak işler yaptı. Maltepe sezon içinde ara ara açılacak bu gibi kısa süreli atölye çalışmaları ile de Spolin doğaçlaması dışında farklı oyunculuk tekniklerini Türkiye’de öğretiyor. Şu sıralar üç farklı bağımsız film projesinde oyuncu, yazar, yönetmen ve yapımcı olarak çalışan Ege Maltepe ve partneri Emir Gamsız 2018 yazında Türkiye’ye dönerek Oya Kültür‘ü kurdu ve Spolin-Ist Oyun Okulu‘nu başlattı.

Ege Maltepe’nin George Morrison hakkındaki blog yazısını okumak için tıklayınız.

Oyuncu Tek Başına Nasıl Çalışır? – Monolog Atölyesi

Ne zaman: 16 ve 23 Aralık Pazar günleri 11:00 – 15:00 arasında.

Nerede: Oya Bale Okulu – Ulus Şubesi’nde.

Ücret 800TL’dir. Kontenjan 8 kişi ile sınırlıdır.

Kayıt için lütfen formu doldurup size geri dönüş yapılmasını bekleyiniz.

Etiketsiz Gör! Spolin ile Yaratıcı İfade’nin Kapılarını Aralamak

Gör ve görül! Bakmak yetmez, gör!
Şimdi, etiketsiz gör!

Spolin doğaçlaması derslerinde sıkça kullandığımız bu yönlendirmeler, yetişkinliğe adım atar atmaz çevremizi sarıp sarmalayan etiketler ve isimlerden adeta bir silkinişte kurtulmamızı amaçlıyor. Taocu felsefeden etkilenen Viola Spolin doğu felsefeleri “moda” olmadan evvel bu bakış açısını oyunculuk tekniğine özenle işlemesi ile diğer oyunculuk tekniklerinden ayrılarak adeta bir yaşam felsefesi önerir.

Tıpkı bir çocuğun dünyayı keşfetmesi gibi hayata, çevremizdeki nesneler ve insanlara etiket koymadan bakmak…
Bu taze bir görüş bize yaratıcı ifadenin kapısını açabilir mi?

 

Tiyatro Oyunları (Theater Games) adını verdiği egzersizleri ile Spolin bizi bilinmeyene doğru bir yolculuğa çıkarır, bildiğimizi sandığımız her şeyi yeni ve taze bir bakışla görerek hayattaki etiketleri sorgulamamızı sağlar.

Spolin-Ist Oyun Okulu Ege Maltepe’nin yönetiminde iki grupla 1. Kur eğitime başlıyor. Bilinmeyene yolculuğumuzda bize katılın. 

Oyun Okulu Başlıyor!

ege train spolin2007’de New York’ta başlayan yolculuğumuz bu sezon Istanbul’a demir atıyor. Uzun yıllardır dönem dönem açılan ve Türk katılımcıların büyük ilgiyle takip ettiği Spolin doğaçlama atölyeleri Ege Maltepe ve Emir Gamsızoğlu‘nun eve dönüşü ile şimdi 2 yıllık bir programa dönüşüyor.

Amerika’daki doğaçlama oyunculuk ve tiyatro geleneğinin annesi Viola Spolin’in tekniği 20. yüzyıl Amerikan tiyatro ve sinemasının yönünü değiştirdi. Eğitim felsefesinin derinliği ve çok boyutluluğu dolayısıyla tiyatro ve sinema dışında psikolojiden iletişime birçok alana etki eden bu metod dünyanın dört bir yanında her yaştan birey için yaratıcı ifadenin kapılarını araladı.

Spolin’in oğlu Paul Sills’in kurucularından olduğu New Actors Workshop’taki eğitimini daha sonra asistanlık, yönetmenlik ve yazarlıkla birleştiren Ege Maltepe’nin yönetimindeki Oyun Okulu Ekim 2018’de 1. kur eğitimi ile başlayacak. Her biri 3 aya yayılacak olan kurlarla Spolin tekniğini derinlemesine öğrenecek olan oyuncu/katılımcılar ilerleyen aşamalarda performans ve eğitmenlik deneyimi de kazanabilecekler.

Heyecanla beklenen Oyun Okulu için kayıtlar başladı, kontenjan sınırlı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın.

 

 

Happy, Playful, New Year! Mutlu, Oyunlu, Bir Yeni Yıl!

“Play means happiness!” wrote Viola Spolin’s teacher Neva Boyd in her paper The Theory of Play – We wish a very happy and playful new year!  Our classes in New York start on January 9th, sign up: wwwspolinist.eventbrite.com
“Oyun mutluluk demektir!” diye yazmış Viola Spolin’in hocası Neva Boyd Oyun Teorisi başlıklı araştırmasında. Biz de size çok MUTLU bir yeni yıl diliyoruz  2018’de Türkiye’deki eğitimlerimizde görüşmek üzere!

IMG_0340IMG_0342

Tiyatro ve Hayat için Doğaçlama Kılavuzu; Spolin Tekniği

Bu makale 2009’da Kathy Hendrickson ile düzenlenen ilk Spolin Atölyesi’ni takiben Ege Maltepe tarafından yazılmıştır.

Spolin Doğaçlama Tekniği’ni nasıl olur da bir yazıyla anlatabilirim diye düşünürken şu aralar çevirisiyle uğraştığım ve elime her alışımda bana yeni bir şey öğreten “Improvisation For The Theater”, “Tiyatro için Doğaçlama” isimli kitabın son basımındaki Viola Spolin’in oğlu Paul Sills’ in önsözünü tekrar okudum. İki sayfalık bu yazı bana bahsetmem gereken her şeyi hatırlattı. Bu yazıda bahsi geçen kitaptan, Viola Spolin’den ve oğlu Paul Sills’den yapacağım alıntılar bizim sokak lambalarımız olacaklar.

Deneyimle, deneyerek öğreniriz. Kimse kimseye bir şey öğretmez.

Viola Spolin

Hocası Neva Boyd ile çocuklar ve amatörlerle Yaratıcı Drama çalışmaları yapan Spolin, daha sonra oğlu Paul Sills’in kurduğu “The Compass” isimli grupta oyuncularla beraber çalışmalarını sürdürdü. Spolin’in temel hedefi oyuncunun kendini, kendi malzemesini keşfetmesini sağlamak ve böylelikle oyuncunun onu sınırlayan unsurlardan uzaklaşarak kendini özgürce ifade etmesine ortam hazırlamaktı.

1920’lerde geleneksel yöntemlerle eğitimin çocuğu edilgin bıraktığı görüldü ve çocuğun eğitimine “oyun” ve “drama” eklenerek, onların deneyimlerken öğrenmesine olanak sağlandı. Bu yolla merkez “bilgi” olmaktan çıkıp, “çocuk” ve çocuğun deneyimi haline geldi. Deneyimle edinilen bilginin daha kalıcı ve yararlı olduğu görüldü. Böylece Yaratıcı Drama yaygınlaştı.

“Eğer çevre izin verirse herkes öğrenmeyi seçtiği şeyi öğrenebilir ve eğer birey kendine izin verirse çevre ona öğretmesi gereken herşeyi öğretir. Yetenekli ya da yeteneksiz olmanın aslında bir hükmü yoktur.”

Spolin’e göre yetenek, bireyin deneyimleme kapasitesidir. Kişi deneyimlerken hem entelektüel hem fiziksel hem de sezgisel gücü devreye girer. Bu güçlerden sonuncusu olan “sezgi” öğrenmenin en önemli parçası olmakla beraber günümüz toplum düzeninde geri plana itilmiştir.

“Korktuğumuz şey bilinmeyen değil, bilmemek.”

Hayatta bazı acil durumlar ya da tehlike anlarında harekete geçer ve daha sonra “Nasıl olduğunu bilmiyorum ama o anda doğru olanı yaptım.”deriz. İşte “o an”larda bizi yönlendiren ve doğruyu bulduran güç sezgilerimizdir. Sıradan kişilerin böyle anlarda kendilerinden beklenmeyen çözümlerle ortaya çıkması ve anlık bir deha göstermeleri o anın içinde spontane olarak hareket etmeleri sebebiyledir. Bilinen ve alışılmış olanı bir kenara bırakıp bilinmeyene atlayabilmek ancak bu kendiliğinden tepkilerle olmaktadır. İşte Spolin oyunculukta bu anları kovalamak gerektiğine inanır. Bu anları kovalamak ve farkındalık yaratmak.

Viola Spolin çocuklarla çalışırken

Röportajlarından birinde, oyuncuların çalışmalardan sonra sıkça şu soruyla karşısına geldiklerini söyler, “Evet, doğaçlama yaptık ve bir anlık böyle bir oyun çıktı ortaya. Peki, ben bundan nasıl emin olabilirim, bunu tekrarlamam gerekirse nasıl yapabilirim, bunun kesinliği nerede?” Spolin’e göre bir oyuncunun ihtiyacı olan kesinlik, mantığın yarattığı neden-sonuç bağlantısında değil, sezgilerinin farkındalığında yatar. Eğer bir oyuncu kendini o anda harekete geçiren gücün farkındaysa, bu farkındalık ona yeterli olacaktır.

Batı kültüründe sosyal hayatta her şeyi neden-sonuç ilişkisi ile analiz ederek biliyor ya da bildiğimizi düşünüp kendimizi güvende ve emin hissediyoruz. Çevremizde olan bitenleri bilmek, yarın bizi bekleyenlerden emin olmak, kendimizi güvence altına almak istiyoruz ve hayatımızı mantığa uygun bir şekilde yönlendirerek, kontrol etmek istiyoruz. Bu düzen içinde sezgisel bilginin yeri giderek azalıyor, önemini yitiriyor.

Spolin’e göre oyuncunun ihtiyacı olan bilgi ve dolayısıyla gelen kesinlik, kendi deneyiminin farkındalığında yatar. Oyuncu bilinmeyenin içinde kendini rahat ve özgür bırakabilmeli ve sezgilerinin onu yönlendirmesine açık olmalıdır. Bilgi kendiliğinden gelecektir. Fakat oyuncunun sezgileriyle hareket edebilmesi için gerekli ortam kolay kolay oluşmaz. Sezgiler ancak spontane yani kendiliğinden oluşan tepkilerle ortaya çıkar. Bu kendiliğinden oluş, oyuncuyu kendini kuşatan ve sürekli değişen dünyanın bir parçası yapar. Böylelikle oyuncu daha evvelden belirlenmiş bir hareket çizgisi izleyen “aktör” olmaktan, her an canlı bir şekilde “oyunu oynayan” kişiye dönüşür.

Enerjinin kaynağı kafa değil, X-Bölgesi’dir

Sezgiler biz daha ne yapmamız gerektiğini düşünmeden, düşünmeye vakit kalmadan ortaya çıkarlar. Tıpkı çocukken oynadığımız oyunlarda verdiğimiz tepkiler gibi. Oyun oynarken durup düşünmeye vaktimiz yoktur, oyunun kuralları ve amacı belirlendikten sonra o amaca ulaşmak için harekete geçeriz. O sırada ihtiyacımız olan enerji aslında kafamızın içinde kurduğumuz planda değil bedenimizin çevresinde olan biteni idrak ederek kendiliğinden harekete geçmesindedir.

“Mantık yerine bedeni koyuyorum, çünkü beden mantığı da içerir.”

Basketbol oynarken en büyük işi akıl değil, beden, daha doğrusu bedenin aklı yapar. Sıra bize geldiğinde doğru ya da yanlış düşünmeden harekete geçeriz. İşte Spolin bizi harekete geçiren bu enerjiye X-Bölgesi adını koymuştur. X-Bölgesi çok fazla kullanılmaktan anlamını kaybeden ya da daha başka birçok anlamlar içeren “sezgi”nin de yerine geçer. Bu; mantığın, belleğin, zekanın üstünde, açıklanması güç ve ismi tam olarak konamayan bir algı düzeyi, ruh halidir. Spolin oyunları da oyuncuyu X-Bölgesi’ne taşımayı amaçlar. Spolin Oyunları’yla, çocukken bir oyun parkında oynarkenki ruh haline ve bedensel özgürlüğüne geri dönen oyuncunun odağı “oyunculuk” yapmaktan, “oyun” oynamaya dönüşür.

Onaylanma/Onaylanmama kaygısı seni deneyimlemekten alıkoyar

OYUN GÜNÜ, 2012

Oyun oynamak için atılacak ilk adım kişinin kendini özgür hissetmesidir. Kendimizi özgür hissetmediğimiz sürece deneyime atılamayız. Deneyim ise bize kendimizi ifade etmenin, dolayısıyla kimliğimizi sorgulamanın ve ortaya koymanın kapısını açacaktır. Onaylanma kaygısıyla bizi büyüten toplum kişinin çevresiyle direkt ve dolaysız ilişki kurup özgürce değerlendirme yapmasına da olanak tanımaz.

Küçükken anne sevgisini kazanmak, büyüyünce öğretmenlerden geçer not almaya daha da büyüyünce işverenin onayını almaya dönüşür. Toplumun düzeni onay verme – vermeme mekanizması üzerine kurulmuştur. “İyi-kötü”, “doğru-yanlış”, “güzel-çirkin” ve benzeri etiketler biz farkında olmadan hayatımıza girer ve yine biz farkında olmadan seçimlerimizde bize etki ederler. Kişinin tüm bunları bir kenara bırakıp, onay alma kaygısından uzaklaşarak hareket edebilmesi onun gerçek özgürlüğüne kavuşmasıdır. Toplumda çok az kişi bu şansa erişebilir.

Bir oyuncu için onay bazen alkış bazen kahkaha bazen de hocasının, yönetmenin ya da partnerlerinin desteğidir. Oyuncuların çoğunluğunun hem dostu hem de düşmanı olan “iyi olma” çabası yine onay alma dürtüsünden gelir. Spolin oyunları oyuncuya, oyunun kuralı ve amacı dahilinde sorumluluk alacağı, seçim yapacağı ve uyum sağlayacağı, kısacası kendini her şekilde ifade edeceği ortamı hazırlar. Bu süreçte “hoca / lider”in üzerine büyük sorumluluk düşmektedir. Yargılardan uzak bir çalışma ortamı kurmak onun en önemli görevidir. “Bir sorunun çözülmesinin doğru ya da yanlış yolu yoktur” der Spolin. Tek yol deneyimlemektir. Oyunculuk hocası yılların verdiği deneyimiyle 100 değişik çözüm üretebilirse, öğrenci 101. ile ortaya çıkabilir. Bu duruma sanat eğitiminde sıklıkla rastlanır.

Odaklanmak çelişkiyi, duraksamayı, “yapmalı mıyım” “yapmamalı mıyım”ı yok eder. Bütün mesele, kafamızdan çıkabilmekte.

Spolin-ist, Spolin Doğaçlamasını Türkiye’de yaygınlaştırmayı amacıyla atölye çalışmaları düzenliyor. İlkini Temmuz 2009’da, Paul Sills’in kurucularından olduğu New Actors Workshop’daki doğaçlama hocam Kathy Hendrickson ile düzenlediğimiz Spolin Atölyesi, bir çok oyuncu tarafından “kutsal kitap” olarak adlandırılan “Improvisation For The Theater”, “Tiyatro için Doğaçlama” nın üçüncü kısmının tamamını dördüncü kısmın da bir bölümünü içerdi.

“Isınma” olarak adlandırılan üçüncü bölüm, “Odaklanmış Enerji” kavramıyla başlar. Spolin her şeyin en başında oyuncuya enerjisini odaklaması gerektiğini öğretir. Her oyun -egzersiz ya da çalışmada spesifik bir konuya, başka bir deyişle “oyunculuk meselesi”ne değinilecektir. Oyuncuya düşen tek görev enerjisini yaptığı işe yoğunlaştırmasıdır. Spolin’e göre odaklanan enerji oyuncunun harekete geçmeden evvelki tereddütlerini ortadan kaldırmasında ilk adımdır. Bahsettiğimiz “odak” ın kaynağı kafamızda değil, daha önce bahsettiğimiz X-Bölgesi’ndedir. Oyun ya da egzersiz içinde çözmeye çalıştığı probleme odaklanan oyuncu yaptığının doğru ya da yanlış olduğunu düşünmeden, hareketlerinin güzel ya da çirkin göründüğüne aldırmadan sadece işini yapacaktır.

Beş ana duyunun farkındalığı oyuncunun temel çalışmaları arasındadır. Grup halindeki çalışmalardan önce Spolin oyuncuya Görme, Duyma, Dokunma, Koklama ve Tatmanın hayatın temelini oluşturduğunu hatırlatır. Duyu farkındalığı üzerine yapılan egzersizler aynı zamanda oyuncuya bu duyuların erişilebilirliğinin önemini anlatır. Oyuncu odağını yönelttiğinde aslında gerçek olmayan nesneleri algılayabilecek kapasiteye sahiptir ve her oyuncunun kendine ait yöntemler geliştirerek bu duyulara ulaşması tiyatro için gerekliliktir. Aslında kartondan yapılmış dekor parçaları arasında kendini bir sarayda hissetmeye ya da seyirci boşluğuna bakıp orada bir göl görmeye çalışması oyuncunun sıkça karşısına çıkan meselelerden biridir.

Takip edeni takip et!

Oyuncunun bireysel olarak deneyimlediği Duyu Çalışmalarının ardından partnerle birebir iletişime geçeceği Ayna Çalışmaları gelir. Alışılagelen Ayna egzersizlerini, “Takip edeni Takip Et” kavramı izler. Sürekli hareket halinde olan çiftler, aralarında bir lider olmadan birbirlerini takip ederler. Zamanla “lider”, sürekli değişen, daha doğru deyişle, dönüşen “devinim” haline gelir. Çiftlerin düşünme ya da seçim yapma zamanı yoktur, devinimin ve aralarındaki gizli enerjinin onlara liderlik etmesinden başka seçenekleri kalmamıştır. Spolin’in üzerinde durduğu 3 olgu; Hareket, Etkileşim ve Dönüşüm, oyuncuların birbirleriyle direkt iletişim kurmalarını sağlar.

Boşluk objeleri çoğu zaman bilinmeyenin ve iç dünyamızın görünür dünyaya vuran izdüşümüdür.

Spolin “Boşluk” kavramı; boşluk objeleri, boşluğun esası üzerinde durur. Boşluk, bize bilinmeyenin bir hediyesidir. Bizi kuşatır ve eğer onun desteğine kendimizi bırakırsak sonsuza kadar yanımızda durur. Boşlukla uğraşma, oyuncuyu farklı bir algı boyutuna götürür. Bilinmeyenin varlığına inanmak, ona güvenmek, onu şekillendirmek Spolin’e göre kendi iç dünyamıza da açılan bir kapıdır. İhtiyacımız olan her şey boşlukta mevcuttur ve bizim onu keşfetmemizi bekler. “Tek yapmanız gereken görünmeyene saygı duymak.”, Paul Sills’in öğrencileri tarafından sıkça tekrarlanan sözlerindendir. Oyuncu görünmeyene saygı duydukça onu görünür kılmak onun elinde olacaktır. Bunu başarabilen sanatçı ihtiyaç duyduğu üretken oyun alanını yaratmış olur.

Aktörlük mü yapıyorlar? Oynamalarını sağla.

Spolin’in grubun lideri ya da yönetmene en temel önerilerinden biri budur. Doğaçlamanın alışılagelen anlamda oyunculuk sayılıp sayılmadığı hala tartışılmakta, bazıları Spolin Tekniği’nin aktörlük sanatında bir devrim yarattığı görüşünde. Bizi en gerilere, çocukluğumuza, iç dünyamıza götüren ve her şeyi olabildiğince basite indirgeyen bu devrim şüphesiz ki bir deha ürünü. Ebelemece oyunlarıyla başlayıp bütün oyunculuk tekniklerinin konularını kapsayan Spolin Tekniği, oyuncunun “numaralarla dolu çantasına” atıp gerektiği zaman çıkarıp kullanabileceği seçeneklerden biri.  Tekniği öğrenmek için yapılması gereken tek şey ise, oynamak, oynamak ve oynamak.

Oyun Okulu – Performans

 

SPOLIN ATÖLYESİ 7-12 Kasım arasında !

Doğaçlamanın büyükannesi Viola Spolin’in yarattığı metodun Türkiye’deki adresi SPOLIN-IST ile SPOLIN ATÖLYESİ’ne katılmak için iletişim: 0533 309 2992 (Caglar hn)

“Viola Spolin’in kitabı kutsal kitap gibidir.” Rob Reiner, Yönetmen (The Bucket List, A Few Good Men, When Harry Met Sally)

Spolin Kitaplığı

SPOLIN ATÖLYESİ 7 – 8 – 9 – 10 – 11 – 12 Kasım tarihlerinde, haftaici 19.00 – 22.00, haftasonu 13.00 – 17.00 saatleri arasında, Oya Bale Okulu‘nun Ulus şubesinde gerçekleşecek. Toplamda 20 saat sürecek olan çalışmanın kontejanı 10 kişi ile sınırlı.

Spolin tekniğinin temel konularını kapsayacak olan SPOLIN ATÖLYESI’nin ardından katılımcılar ileri seviyelerdeki çalışmalarla eğitime devam edebilecekler.

Geçtiğimiz yıl Chicago’daki Northwestern Üniversitesi’nin hakkında “Viola Spolin; Improvisation and Intuition” (Viola Spolin; Doğaçlama ve Sezgi) isimli bir sergi açtığı yönetmen, eğitmen ve yazar Viola Spolin, oğlu Paul Sills ile beraber, içlerinde SPOLIN-IST’in kurucusu Ege Maltepe’nin hocası Oscarlı yönetmen Mike Nichols’ın da bulunduğu, ilk jenerasyon doğaçlamacıları yetiştirmiştir. 1950’lerden bugüne Amerikan tiyatro ve sinemasına yön veren bu jenerasyonla yayılan Spolin tekniği, eğitim psikolojisinden, iletişime, doğaçlama komediden oyun yazarlığına kadar geniş bir alana etki etmiştir.

Oyunculuk Dergisi
Oyunculuk Dergisi

Paul Sills’in New York’taki okulundan mezun olan oyuncu Ege Maltepe yönetimindeki SPOLIN-IST 2009‘dan bu yana Spolin doğaçlamasını Türkiye’ye taşımak amacıyla çalışmalarda bulunuyor. Spolin kitaplarının editörü yönetmen Carol Sills’in de asistanlığını yapan Maltepe, Amerika’daki doğaçlama geleneğinin ilk Türk temsilcisi. Maltepe New York’ta oyuncu, yönetmen ve oyun yazarı olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Ayrıntılı bilgi ve kayıt için SPOLIN-IST’ten Çağlar Aral’a ulaşılabilir:
caglar@spolinist.com
0533 309 2992
www.spolinist.com

Tiyatro Portal ile Spolin ve sisteme dair…

Tiyatroportal-görsel

Spolin, bir sosyolog gibi ele alıyor meseleyi; eğitim teknikleri tiyatro teknikleri sezgiselleştirilirse, oyunculuk yetenekli öğrenciye de ortalama öğrenciye de öğretilir diyor. Ancak biz hala ‘onun yeteneği yok’ veya ‘ben yetenekli miyim acaba?’ algısını kırmaya çalışıyoruz, eğer doğuştan gelen bir anomaliniz yoksa öğrenmek istediğiniz şeyi doğru bir eğitim biçimiyle algılayabilir ve o şeyi yapabilirsiniz. Sadece bunu öğrenme yöntemini bulmanız lazım. Herhangi bir bireyin hayal ettiği bir şeyi yapamaması gibi bir şey yok aslında.

….

Günümüzde artık, ‘hobileriniz nedir?’ sorusuna ‘kuzenimle mağaza mağaza gezmek’ diye cevap verenler var. Bu, kültür çöküşünün en büyük resmidir. Mağaza mağaza gezmek satranç oynamakla, yeraltı edebiyatından hoşlanmakla ya da bir enstrüman çalmakla bir değil. Bir şey almaya ihtiyacın olduğu zaman gider alırsın, mağaza gezmek böyle bir şeydir bence ama mesela tiyatro alışveriş merkezinin içindeyse, sen tiyaroyu alışverişin bir parçası haline getiriyorsun, alışveriş merkezi eşittir tiyatro olmuş oluyor.

Emre Sarı’nın Ege Maltepe ile röportajının tamamı burada: http://www.tiyatroportal.com/dogaclama-nedir-ne-degildir/