Oyun bize iyi gelecek!

Salgının hepimizi evlerimize kapattığı ilk günden bu yana Oyun Okulu öğrencileri online buluşmalarla oyuna devam etti. Artık önceliğimiz Oyun Okulu müfredatını yürütmek değil, bu belirsizlikler ve dolayısıyla endişe ile dolu süreçte beraber olmak, hislerimizin bilincinde olmak, birbirimize destek olarak neşeyle ilerlemekti. Viola Spolin oyunları ve yönlendirmeleriyle bizim adeta terapistimiz oldu. Hepimiz hafifledik, güldük, eğlendik, rahatladık ve yeni beceriler geliştirdik. En önemlisi de sanatsal yaratıcılığa, oyun oynamaya ve beraber olmaya ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu bu defa daha derinden anladık.

Birbirini gör, birbirini duy, takip edeni takip et!
Boşlukta bir yürüyüşe çık ve ayaklarını hisset!
Şimdi boşluğu dönüştür!

Doğaçlamanın temelinde yatan dönüşüm, bizler için farklı bir anlama büründü.  Bu süreçte eğitmen olarak Spolin’in doğaçlama metodunu farklı bir düzleme, yeni bir oyun alanına taşımış oldum. Şimdi havaların soğumaya başlamasıyla çocuklar ve gençler için online atölyelere başlıyoruz. Haftada bir, dünyanın dört bir yanından katılımcılarla beraberce farkındalık, yaratıcılık, tiyatro, duyular, dil-iletişim becerileri ve daha birçok konuda oyunlar oynayacağız. Spolin bize iyi gelecek. Oyuna siz de katılın!

— Ege Maltepe

Online atölyelerle ile ilgili ayrıntılı bilgi ve kayıt formu için tıklayın.

Spolin Doğaçlaması ve YogaDans Datça Kampı!

Spolin Doğaçlaması’nı doğanın içinde bol nefes ve hareketle deneyimlemek isteyenleri 25-29 Eylül’de  Datça’nın müthiş güzel Hayıtbükü koyundaki kampımıza bekleriz!

İzmir ve Ankara Devlet Opera Balesi’ndeki kariyerine yoga eğitmenliğini ekleyen Didem Ertan’ın yolu 2011’de Spolin Doğaçlama metodu ile kesişti. 
O sıralar New York’ta yaşayan tiyatro sanatçısı Ege Maltepe’nin Spolin eğitimlerine katılan Didem birçokları gibi bu metodda oyunculuk eğitiminden daha fazlasını buldu. Didem ve Ege uzun yıllardır farklı disiplin ama benzer “kafa”lardaki işlerini bir araya getiren bir kamp programı tasarladı.

Hareket ve yoganın iyileştiren doğası, Spolin doğaçlamasının eğlenceli ve zihin açıcı gücüyle bir araya geliyor, Datça’nın mis gibi havasında sizlere hayatı dönüştüren bir tatil ve eğitim fırsatı sunuyor.

Kayıt ve bilgi için tıklayın.

Kamp Programı
25 Eylül Çarşamba
14:00 Konaklama mekanına geliş odalara yerleşme
17:30 -19:00 Tanışma çemberi, ısınma, enerji dengeleme ve günbatımı dans meditasyonu
20:00 Akşam Yemeği

26 Eylül Perşembe
09:00-10:40 Dansla Yoga Terapi 1
10:45- 12:00 Kahvaltı
12:00- 16:00 Serbest zaman 
16:00- 19:00 Spolin Doğaçlaması / Oyun- Boşluk Kavramı ve Duyu Farkındalığı
20:00  Akşam yemeği

27 Eylül Cuma
09:00 -10:40 Dansla Yoga Terapi 2
10:45 – 12:00 Kahvaltı
12:00 – 13:00 Sanat Atölyesi / İplerle mandala yapımı
13:00 – 16:00 Serbest zaman
16:00 – 19:00 Spolin Doğaçlaması / Duyular değerlendirme/ Fiziksel Farkındalık / İletişim Oyunları
20:00  Akşam yemeği

28 Eylül Cumartesi
09:00- 10:30 Partner Yoga ve Streching
10:30- 11:30 Kahvaltı
12:00- 16:00 Serbest zaman
16:00 -18:30 Spolin Doğaçlaması / Oyun / Grup çalışması / Tüm Bedenle Oynamak
19:00- 19:30 Günbatımı kalp meditasyonu
20:00- 21:00 Akşam yemeği 
21:30 Viola Spolin, hocası Neva Boyd ve mirası hakkında Ege Maltepe ile söyleşi

29 Eylül Pazar
09:30 – 10:30 Kahvaltı
10:30 – 11:00 Kapanış çemberi seromonisi ve yeni niyetler
12:00 Konaklama mekanından ayrılış

2019 Oyun Ajandası!

Yeni yıl Oyun Okulu’nun 1. Kur ekibin ilk sertifikalarını almalarıyla başladı. Bizi kahkahalar, derin düşünceler ve değerli farkındalıklara ulaştıran 72 saatlik süreç sonunda hepimizin ortak hissi Viola Spolin’in hocası Neva Boyd’a katılmak oldu;

Oyun mutluluktur.

Oyun Okulu yolculuğunda ilk etabı sonlandıran ekipteki herkesi tebrik ediyoruz, ve Şubat ayını iple çekmeye başlıyoruz!

2019 bizim için dolu dolu bir yıl olacak.

İşte 2019 Oyun Ajandası:


6 Şubat’ta Oyun Okulu 1. Kur sınıfı açılıyor! 2020 sonuna kadar başka bir sınıf açılmayacak. Duyduk duymadık demeyin!

Ayrıntılı bilgi ve kayıt başvuru bu sayfada.


9 Şubat’tan itibaren her Cumartesi Çocuklar için Doğaçlama Tiyatro programı 7-10 yaş için başlıyor! Spolin doğaçlamasını oyunun uzmanları ile çalışacağımız bu program için çok ama çok heyecanlıyız.

Ayrıntılı bilgi ve kayıt başvuru bu sayfada.


Etkinlik alanımız BACH CAFE‘de her Pazar Geveze Piyanist ile müzik ve hayatı buluşturuyoruz. Felsefe Pazarı‘nda ise kafaları çalıştırıyoruz. Etkinliklere mutlaka göz atıp, rezervasyon yapın.

Ayrıntılı bilgi bu sayfada.


31 Ocak’ta Ege Maltepe‘nin yazıp yönettiği piyanist Emir Gamsız ile müzik ve tiyatroyu birleştiren ortak proje, SCHUBERT İLE KONUŞURKEN Türkiye prömiyeri yapıyor. Teatral konser formatındaki gösteri Şubat ve Mart aylarında Cumartesi akşamları Bach Cafe’de olacak.

Ayrıntılı bilgi bu sayfada.


Maltepe ve Gamsız’ın kurduğu düşünce ve kültür gazetesi Gazete Kültür yayında. Kültüre dair her alanda yazılar yayınlanacak olan bu online gazeteyi takibe alın.

Gazete Kültür burada! 


 

Onaylanma Kaygısını Bırak, Potansiyelini Keşfet!

Viola Spolin sahnedeki oyuncunun kendini özgür hissetmesi gerektiğine inandı. Geleneksel çocuk oyunları ve oyun oynama psikolojisine dayandırdığı metodu yaratıcı süreç içinde onaylanma kaygısından arınabilen oyuncular yetiştirdi. Spolin doğaçlaması kişinin onaylanma kaygısından uzaklaşarak potansiyelini bütünüyle kullanabilmesini ve deneyimleyerek öğrenmesini amaçlar.

Çok azımız kendimizle direkt bir iletişim kurabiliriz. Çevreyle basitçe ilişki kurmaya çalışırken aramıza kabul edilmiş otoriteden iyi yorumlar alma ihtiyacı girer. Ya onaylanmama korkusu duyarız ya da dışardan gelen yorumu sorgulamadan kabul ederiz. Onaylanma/Onaylanmama kaygısının emek ve sosyal pozisyonun ve hatta çoğu zaman sevginin de yerini alarak ana düzenleyici olduğu bir kültürde kişisel özgürlüklerimiz yok olur. – Viola Spolin 

Mike Nichols, Alan Alda, Rob Reiner, Elaine May ve Alan Arkin gibi ünlü isimler ve daha birçokları Spolin ile çalıştıktan sonra potansiyellerini özgürce keşfederek kariyerlerine aktörlük dışında yazarlık ve yönetmenliği de ekledi. Viola Spolin’in tekniği oyunculuğun yanı sıra, eğitim felsefesinden psikolojiye geniş bir alanı etkiledi.

 

Spolin’in kitabı kutsal kitap gibidir. – Rob Reiner (Improvisation for the Theater hakkında)


Doğaçlamanın annesi Viola Spolin’in metodunu Mike Nichols’ın öğrencisi Ege Maltepe ile derinlemesine inceleyip deneyimleyeceğimiz OYUN OKULU’na kayıtlar devam ediyor. Kafanızın içinden çıkıp kendinizi boşluğa bırakmaya hazır mısınız? 
Kayıt başvuru formu için tıklayın.


Oyun Okulu Başlıyor!

ege train spolin2007’de New York’ta başlayan yolculuğumuz bu sezon Istanbul’a demir atıyor. Uzun yıllardır dönem dönem açılan ve Türk katılımcıların büyük ilgiyle takip ettiği Spolin doğaçlama atölyeleri Ege Maltepe ve Emir Gamsızoğlu‘nun eve dönüşü ile şimdi 2 yıllık bir programa dönüşüyor.

Amerika’daki doğaçlama oyunculuk ve tiyatro geleneğinin annesi Viola Spolin’in tekniği 20. yüzyıl Amerikan tiyatro ve sinemasının yönünü değiştirdi. Eğitim felsefesinin derinliği ve çok boyutluluğu dolayısıyla tiyatro ve sinema dışında psikolojiden iletişime birçok alana etki eden bu metod dünyanın dört bir yanında her yaştan birey için yaratıcı ifadenin kapılarını araladı.

Spolin’in oğlu Paul Sills’in kurucularından olduğu New Actors Workshop’taki eğitimini daha sonra asistanlık, yönetmenlik ve yazarlıkla birleştiren Ege Maltepe’nin yönetimindeki Oyun Okulu Ekim 2018’de 1. kur eğitimi ile başlayacak. Her biri 3 aya yayılacak olan kurlarla Spolin tekniğini derinlemesine öğrenecek olan oyuncu/katılımcılar ilerleyen aşamalarda performans ve eğitmenlik deneyimi de kazanabilecekler.

Heyecanla beklenen Oyun Okulu için kayıtlar başladı, kontenjan sınırlı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayın.

 

 

Yeni sezona geri sayım…

New York’ta önce öğrencilik, sonra da sanat işleri ile dolu dolu geçen 10 yılın sonunda, hayat ve iş ortağım Emir Gamsızoğlu ile hayatımızda yeni bir sayfa açıldı. 10 yıl New York’ta yaşadıktan sonra doğduğumuz şehre ve anadilimize geri dönme isteği ile adeta yanıp tutuşur olduk. 11. Yılın sonunda da Istanbul’a geri döndük. Bizi bu yanıp tutuşma haline getiren, daha evvel sahip olmadığımız bakış açısını son dönem işlerimizde irdeleyip farklı formlarda paylaşıyoruz. Ben bu konuyu daha dallandırıp budaklandırmadan kendi temel alanımdaki kısmına değineceğim.

Spolin-Ist’in yeni sezonuna dair Ege Maltepe’nin kendi bloğunda yazdığı Istanbul->New York->Istanbul başlıklı yazısını okumak için tıklayın.

ege train spolin

 

 

Happy, Playful, New Year! Mutlu, Oyunlu, Bir Yeni Yıl!

“Play means happiness!” wrote Viola Spolin’s teacher Neva Boyd in her paper The Theory of Play – We wish a very happy and playful new year!  Our classes in New York start on January 9th, sign up: wwwspolinist.eventbrite.com
“Oyun mutluluk demektir!” diye yazmış Viola Spolin’in hocası Neva Boyd Oyun Teorisi başlıklı araştırmasında. Biz de size çok MUTLU bir yeni yıl diliyoruz  2018’de Türkiye’deki eğitimlerimizde görüşmek üzere!

IMG_0340IMG_0342

Tiyatro ve Hayat için Doğaçlama Kılavuzu; Spolin Tekniği

Bu makale 2009’da Kathy Hendrickson ile düzenlenen ilk Spolin Atölyesi’ni takiben Ege Maltepe tarafından yazılmıştır.

Spolin Doğaçlama Tekniği’ni nasıl olur da bir yazıyla anlatabilirim diye düşünürken şu aralar çevirisiyle uğraştığım ve elime her alışımda bana yeni bir şey öğreten “Improvisation For The Theater”, “Tiyatro için Doğaçlama” isimli kitabın son basımındaki Viola Spolin’in oğlu Paul Sills’ in önsözünü tekrar okudum. İki sayfalık bu yazı bana bahsetmem gereken her şeyi hatırlattı. Bu yazıda bahsi geçen kitaptan, Viola Spolin’den ve oğlu Paul Sills’den yapacağım alıntılar bizim sokak lambalarımız olacaklar.

Deneyimle, deneyerek öğreniriz. Kimse kimseye bir şey öğretmez.

Viola Spolin

Hocası Neva Boyd ile çocuklar ve amatörlerle Yaratıcı Drama çalışmaları yapan Spolin, daha sonra oğlu Paul Sills’in kurduğu “The Compass” isimli grupta oyuncularla beraber çalışmalarını sürdürdü. Spolin’in temel hedefi oyuncunun kendini, kendi malzemesini keşfetmesini sağlamak ve böylelikle oyuncunun onu sınırlayan unsurlardan uzaklaşarak kendini özgürce ifade etmesine ortam hazırlamaktı.

1920’lerde geleneksel yöntemlerle eğitimin çocuğu edilgin bıraktığı görüldü ve çocuğun eğitimine “oyun” ve “drama” eklenerek, onların deneyimlerken öğrenmesine olanak sağlandı. Bu yolla merkez “bilgi” olmaktan çıkıp, “çocuk” ve çocuğun deneyimi haline geldi. Deneyimle edinilen bilginin daha kalıcı ve yararlı olduğu görüldü. Böylece Yaratıcı Drama yaygınlaştı.

“Eğer çevre izin verirse herkes öğrenmeyi seçtiği şeyi öğrenebilir ve eğer birey kendine izin verirse çevre ona öğretmesi gereken herşeyi öğretir. Yetenekli ya da yeteneksiz olmanın aslında bir hükmü yoktur.”

Spolin’e göre yetenek, bireyin deneyimleme kapasitesidir. Kişi deneyimlerken hem entelektüel hem fiziksel hem de sezgisel gücü devreye girer. Bu güçlerden sonuncusu olan “sezgi” öğrenmenin en önemli parçası olmakla beraber günümüz toplum düzeninde geri plana itilmiştir.

“Korktuğumuz şey bilinmeyen değil, bilmemek.”

Hayatta bazı acil durumlar ya da tehlike anlarında harekete geçer ve daha sonra “Nasıl olduğunu bilmiyorum ama o anda doğru olanı yaptım.”deriz. İşte “o an”larda bizi yönlendiren ve doğruyu bulduran güç sezgilerimizdir. Sıradan kişilerin böyle anlarda kendilerinden beklenmeyen çözümlerle ortaya çıkması ve anlık bir deha göstermeleri o anın içinde spontane olarak hareket etmeleri sebebiyledir. Bilinen ve alışılmış olanı bir kenara bırakıp bilinmeyene atlayabilmek ancak bu kendiliğinden tepkilerle olmaktadır. İşte Spolin oyunculukta bu anları kovalamak gerektiğine inanır. Bu anları kovalamak ve farkındalık yaratmak.

Viola Spolin çocuklarla çalışırken

Röportajlarından birinde, oyuncuların çalışmalardan sonra sıkça şu soruyla karşısına geldiklerini söyler, “Evet, doğaçlama yaptık ve bir anlık böyle bir oyun çıktı ortaya. Peki, ben bundan nasıl emin olabilirim, bunu tekrarlamam gerekirse nasıl yapabilirim, bunun kesinliği nerede?” Spolin’e göre bir oyuncunun ihtiyacı olan kesinlik, mantığın yarattığı neden-sonuç bağlantısında değil, sezgilerinin farkındalığında yatar. Eğer bir oyuncu kendini o anda harekete geçiren gücün farkındaysa, bu farkındalık ona yeterli olacaktır.

Batı kültüründe sosyal hayatta her şeyi neden-sonuç ilişkisi ile analiz ederek biliyor ya da bildiğimizi düşünüp kendimizi güvende ve emin hissediyoruz. Çevremizde olan bitenleri bilmek, yarın bizi bekleyenlerden emin olmak, kendimizi güvence altına almak istiyoruz ve hayatımızı mantığa uygun bir şekilde yönlendirerek, kontrol etmek istiyoruz. Bu düzen içinde sezgisel bilginin yeri giderek azalıyor, önemini yitiriyor.

Spolin’e göre oyuncunun ihtiyacı olan bilgi ve dolayısıyla gelen kesinlik, kendi deneyiminin farkındalığında yatar. Oyuncu bilinmeyenin içinde kendini rahat ve özgür bırakabilmeli ve sezgilerinin onu yönlendirmesine açık olmalıdır. Bilgi kendiliğinden gelecektir. Fakat oyuncunun sezgileriyle hareket edebilmesi için gerekli ortam kolay kolay oluşmaz. Sezgiler ancak spontane yani kendiliğinden oluşan tepkilerle ortaya çıkar. Bu kendiliğinden oluş, oyuncuyu kendini kuşatan ve sürekli değişen dünyanın bir parçası yapar. Böylelikle oyuncu daha evvelden belirlenmiş bir hareket çizgisi izleyen “aktör” olmaktan, her an canlı bir şekilde “oyunu oynayan” kişiye dönüşür.

Enerjinin kaynağı kafa değil, X-Bölgesi’dir

Sezgiler biz daha ne yapmamız gerektiğini düşünmeden, düşünmeye vakit kalmadan ortaya çıkarlar. Tıpkı çocukken oynadığımız oyunlarda verdiğimiz tepkiler gibi. Oyun oynarken durup düşünmeye vaktimiz yoktur, oyunun kuralları ve amacı belirlendikten sonra o amaca ulaşmak için harekete geçeriz. O sırada ihtiyacımız olan enerji aslında kafamızın içinde kurduğumuz planda değil bedenimizin çevresinde olan biteni idrak ederek kendiliğinden harekete geçmesindedir.

“Mantık yerine bedeni koyuyorum, çünkü beden mantığı da içerir.”

Basketbol oynarken en büyük işi akıl değil, beden, daha doğrusu bedenin aklı yapar. Sıra bize geldiğinde doğru ya da yanlış düşünmeden harekete geçeriz. İşte Spolin bizi harekete geçiren bu enerjiye X-Bölgesi adını koymuştur. X-Bölgesi çok fazla kullanılmaktan anlamını kaybeden ya da daha başka birçok anlamlar içeren “sezgi”nin de yerine geçer. Bu; mantığın, belleğin, zekanın üstünde, açıklanması güç ve ismi tam olarak konamayan bir algı düzeyi, ruh halidir. Spolin oyunları da oyuncuyu X-Bölgesi’ne taşımayı amaçlar. Spolin Oyunları’yla, çocukken bir oyun parkında oynarkenki ruh haline ve bedensel özgürlüğüne geri dönen oyuncunun odağı “oyunculuk” yapmaktan, “oyun” oynamaya dönüşür.

Onaylanma/Onaylanmama kaygısı seni deneyimlemekten alıkoyar

OYUN GÜNÜ, 2012

Oyun oynamak için atılacak ilk adım kişinin kendini özgür hissetmesidir. Kendimizi özgür hissetmediğimiz sürece deneyime atılamayız. Deneyim ise bize kendimizi ifade etmenin, dolayısıyla kimliğimizi sorgulamanın ve ortaya koymanın kapısını açacaktır. Onaylanma kaygısıyla bizi büyüten toplum kişinin çevresiyle direkt ve dolaysız ilişki kurup özgürce değerlendirme yapmasına da olanak tanımaz.

Küçükken anne sevgisini kazanmak, büyüyünce öğretmenlerden geçer not almaya daha da büyüyünce işverenin onayını almaya dönüşür. Toplumun düzeni onay verme – vermeme mekanizması üzerine kurulmuştur. “İyi-kötü”, “doğru-yanlış”, “güzel-çirkin” ve benzeri etiketler biz farkında olmadan hayatımıza girer ve yine biz farkında olmadan seçimlerimizde bize etki ederler. Kişinin tüm bunları bir kenara bırakıp, onay alma kaygısından uzaklaşarak hareket edebilmesi onun gerçek özgürlüğüne kavuşmasıdır. Toplumda çok az kişi bu şansa erişebilir.

Bir oyuncu için onay bazen alkış bazen kahkaha bazen de hocasının, yönetmenin ya da partnerlerinin desteğidir. Oyuncuların çoğunluğunun hem dostu hem de düşmanı olan “iyi olma” çabası yine onay alma dürtüsünden gelir. Spolin oyunları oyuncuya, oyunun kuralı ve amacı dahilinde sorumluluk alacağı, seçim yapacağı ve uyum sağlayacağı, kısacası kendini her şekilde ifade edeceği ortamı hazırlar. Bu süreçte “hoca / lider”in üzerine büyük sorumluluk düşmektedir. Yargılardan uzak bir çalışma ortamı kurmak onun en önemli görevidir. “Bir sorunun çözülmesinin doğru ya da yanlış yolu yoktur” der Spolin. Tek yol deneyimlemektir. Oyunculuk hocası yılların verdiği deneyimiyle 100 değişik çözüm üretebilirse, öğrenci 101. ile ortaya çıkabilir. Bu duruma sanat eğitiminde sıklıkla rastlanır.

Odaklanmak çelişkiyi, duraksamayı, “yapmalı mıyım” “yapmamalı mıyım”ı yok eder. Bütün mesele, kafamızdan çıkabilmekte.

Spolin-ist, Spolin Doğaçlamasını Türkiye’de yaygınlaştırmayı amacıyla atölye çalışmaları düzenliyor. İlkini Temmuz 2009’da, Paul Sills’in kurucularından olduğu New Actors Workshop’daki doğaçlama hocam Kathy Hendrickson ile düzenlediğimiz Spolin Atölyesi, bir çok oyuncu tarafından “kutsal kitap” olarak adlandırılan “Improvisation For The Theater”, “Tiyatro için Doğaçlama” nın üçüncü kısmının tamamını dördüncü kısmın da bir bölümünü içerdi.

“Isınma” olarak adlandırılan üçüncü bölüm, “Odaklanmış Enerji” kavramıyla başlar. Spolin her şeyin en başında oyuncuya enerjisini odaklaması gerektiğini öğretir. Her oyun -egzersiz ya da çalışmada spesifik bir konuya, başka bir deyişle “oyunculuk meselesi”ne değinilecektir. Oyuncuya düşen tek görev enerjisini yaptığı işe yoğunlaştırmasıdır. Spolin’e göre odaklanan enerji oyuncunun harekete geçmeden evvelki tereddütlerini ortadan kaldırmasında ilk adımdır. Bahsettiğimiz “odak” ın kaynağı kafamızda değil, daha önce bahsettiğimiz X-Bölgesi’ndedir. Oyun ya da egzersiz içinde çözmeye çalıştığı probleme odaklanan oyuncu yaptığının doğru ya da yanlış olduğunu düşünmeden, hareketlerinin güzel ya da çirkin göründüğüne aldırmadan sadece işini yapacaktır.

Beş ana duyunun farkındalığı oyuncunun temel çalışmaları arasındadır. Grup halindeki çalışmalardan önce Spolin oyuncuya Görme, Duyma, Dokunma, Koklama ve Tatmanın hayatın temelini oluşturduğunu hatırlatır. Duyu farkındalığı üzerine yapılan egzersizler aynı zamanda oyuncuya bu duyuların erişilebilirliğinin önemini anlatır. Oyuncu odağını yönelttiğinde aslında gerçek olmayan nesneleri algılayabilecek kapasiteye sahiptir ve her oyuncunun kendine ait yöntemler geliştirerek bu duyulara ulaşması tiyatro için gerekliliktir. Aslında kartondan yapılmış dekor parçaları arasında kendini bir sarayda hissetmeye ya da seyirci boşluğuna bakıp orada bir göl görmeye çalışması oyuncunun sıkça karşısına çıkan meselelerden biridir.

Takip edeni takip et!

Oyuncunun bireysel olarak deneyimlediği Duyu Çalışmalarının ardından partnerle birebir iletişime geçeceği Ayna Çalışmaları gelir. Alışılagelen Ayna egzersizlerini, “Takip edeni Takip Et” kavramı izler. Sürekli hareket halinde olan çiftler, aralarında bir lider olmadan birbirlerini takip ederler. Zamanla “lider”, sürekli değişen, daha doğru deyişle, dönüşen “devinim” haline gelir. Çiftlerin düşünme ya da seçim yapma zamanı yoktur, devinimin ve aralarındaki gizli enerjinin onlara liderlik etmesinden başka seçenekleri kalmamıştır. Spolin’in üzerinde durduğu 3 olgu; Hareket, Etkileşim ve Dönüşüm, oyuncuların birbirleriyle direkt iletişim kurmalarını sağlar.

Boşluk objeleri çoğu zaman bilinmeyenin ve iç dünyamızın görünür dünyaya vuran izdüşümüdür.

Spolin “Boşluk” kavramı; boşluk objeleri, boşluğun esası üzerinde durur. Boşluk, bize bilinmeyenin bir hediyesidir. Bizi kuşatır ve eğer onun desteğine kendimizi bırakırsak sonsuza kadar yanımızda durur. Boşlukla uğraşma, oyuncuyu farklı bir algı boyutuna götürür. Bilinmeyenin varlığına inanmak, ona güvenmek, onu şekillendirmek Spolin’e göre kendi iç dünyamıza da açılan bir kapıdır. İhtiyacımız olan her şey boşlukta mevcuttur ve bizim onu keşfetmemizi bekler. “Tek yapmanız gereken görünmeyene saygı duymak.”, Paul Sills’in öğrencileri tarafından sıkça tekrarlanan sözlerindendir. Oyuncu görünmeyene saygı duydukça onu görünür kılmak onun elinde olacaktır. Bunu başarabilen sanatçı ihtiyaç duyduğu üretken oyun alanını yaratmış olur.

Aktörlük mü yapıyorlar? Oynamalarını sağla.

Spolin’in grubun lideri ya da yönetmene en temel önerilerinden biri budur. Doğaçlamanın alışılagelen anlamda oyunculuk sayılıp sayılmadığı hala tartışılmakta, bazıları Spolin Tekniği’nin aktörlük sanatında bir devrim yarattığı görüşünde. Bizi en gerilere, çocukluğumuza, iç dünyamıza götüren ve her şeyi olabildiğince basite indirgeyen bu devrim şüphesiz ki bir deha ürünü. Ebelemece oyunlarıyla başlayıp bütün oyunculuk tekniklerinin konularını kapsayan Spolin Tekniği, oyuncunun “numaralarla dolu çantasına” atıp gerektiği zaman çıkarıp kullanabileceği seçeneklerden biri.  Tekniği öğrenmek için yapılması gereken tek şey ise, oynamak, oynamak ve oynamak.

Oyun Okulu – Performans

 

Summer 2016; Spolin-Ist style!

Spolin-ist’s Summer – 2016 ; Workshops in Istanbul (May & June) & weekly workshops in Central Park, New York along with Ege Maltepe‘s work on the Turkish translation of Viola Spolin ‘s seminal book; Improvisation For The Theater – That’s what we call an eventful summer!

Join us tomorrow August 30th at 6:30pm for the LAST Play Date in Central Park & drinks afterwards to say goodbye to the summer, Spolin-ist style!

Spolin-ist’in 2016 yazı; Mayıs-Haziran ayındaki Istanbul eğitimleri, ve New York Central Park’taki haftalık Spolin buluşmaları, bir yandan da Tiyatro için Doğaçlama ders kitabının Türkçe çevirisi – biz buna dolu dolu geçen bir yaz diyoruz! Yarın akşam New York Central Park’taki son açık hava dersi ile yaza veda edeceğiz. Çeviri ise devam ediyor… Takipte kalın 🙂